Doç. Dr. İlknur Selvi GümüşMenü
Tüp Bebek

Tüp Bebek Tedavisi Ankara

Tüp Bebek Tedavisi Ankara

Tüp Bebek Tedavisi Nedir?

Tüp bebek tedavisi üremeye yardımcı tedavi tekniklerinin en son basamağı olan in vitro fertilizasyon (IVF) ve kısaca mikroenjeksiyon dediğimiz intrasitoplasmik sperm injeksiyonu (ICSI) tedavilerini kapsamaktadır. Tüp bebek bazı hastalarda ilk ve tek seçenek olurken yumurta uyarıcı ilaç tedavileri ya da aşılama tedavileri ile gebe kalamayan hastalarda en etkili ve son tedavi seçeneğidir.

IVF (In Vitro Fertilizasyon) sperm hücreleri dish denilen özel kaplarda bulunan yumurta hücresinin etrafına bırakılır ve döllenmenin kendiliğinden olması beklenir. Günümüzde yerini ICSI (Mikroenjeksiyon) yöntemine bırakmıştır.

ICSI (Mikroenjeksiyon) işleminde ise sperm hücresi özel bir iğne yardımı ile özel mikroskop altında yumurta hücresi içine enjekte edilmektedir. Her iki tüp bebek tedavisi yönteminde de döllenme laboratuvar ortamında yapılır; sonrasında döllenen yumurtalar kontrol edilir ve oluşan embriyolar takibe alınır. En iyi kaliteli embriyolar rahime transfer edilir. Geri kalan embriyolar gebelik olmaması durumunda ya da daha sonra tekrar gebelik elde edilmesi amacıyla kullanılmak üzere dondurularak saklanır.

Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Yapılır?

Tüp bebek tedavisi tüpleri tıkalı olan hastalarda, spermde şiddetli sayı, hareket azlığı ve şekil bozukluğu olan erkek faktörü varlığında, yumurtlama bozukluğu olan hastalarda yumurta uyarıcı ilaç ve aşılama tedavileri ile gebelik elde edilemediğinde, infertilite süresi uzun olan çiftler ile aşılama tedavisinin başarılı olamadığı açıklanamayan infertil hastalarda ve embriyolara genetik tanı yapılması gereken durumlarda yapılır.

Gebelik için yumurta ve sperm hücresi ve döllenme sonucu oluşan embriyonun yerleşmesi için sağlıklı bir rahim gerekmektedir. Kadın açısından menopoz sürecine girmemiş, adet döngüleri devam eden her kadına tüp bebek tedavisi yapılabilir ancak tüp bebek tedavisi yapılsa da gebelik şansı özellikle 45 yaş sonrası belirgin olarak azalmaktadır.

Azospermi vakalarında erkeğin yumurtalıklarından TESE ya da TESA ile sperm bulunduğu sürece tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edilebilir.

Tüp bebek tedavisi, rahim filmi ya da laparoskopide tüplerinin tıkalı olduğu tespit edilen, tüpleri alınmış ya da bağlanmış olan hastalarda; spermde şiddetli sayı, hareket azlığı ve şekil bozukluğu varlığında; yumurta uyarıcı ilaç ve aşılama tedavileri ile gebelik elde edilemediğinde yapılmaktadır. İnfertilite süresi 2 yıl ve daha uzun olan 35 yaş üstü açıklanamayan infertil çiftlerde ilk tedavi olarak seçilebilir.

Bir başka kullanım alanı da embriyolara genetik tanı yapılması gereken durumlardır. Kadın ya da erkekte genetik hastalık, kromozomal anomali varlığında ya da daha önce kromozom anomalili, genetik hastalıklı gebelik ya da doğum öyküsü varlığında; kemik iliği nakli gereken durumlarda doku uyumlu (HLA) kardeş doğumu için genetik tanılı( preimplantasyon genetik tarama) tüp bebek yapılabilir. Nedeni açıklanmayan tekrarlayan gebelik kayıpları ve tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan çiftlerde de preimplantasyon genetik tarama(PGT) önerilmektedir.

Tüp Bebek Tedavisinde İlk Ne Yapılır?

Tüp bebek tedavisi öncesi ilk olarak çift detaylı bir şekilde değerlendirilir. İnfertilite öyküsü alınır ve daha önce yapılan tetkikler incelenir, eksik olan tetkikler yapılır. Jinekolojik muayene ile rahim, yumurtalıklar ve yumurta rezervi değerlendirilir. Erkekle ilgili bir sorun olduğunda üroloji muayenesi istenir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda çifte özel bireyselleştirilmiş tedavi planı yapılır. Tedavinin ilk aşaması yumurtalıkların uyarılma aşamasıdır. Hastanın yaşına, kilosuna, yumurtalık rezervine uygun seçilen ilaç dozları ile aşırı uyarılma tablosuna yol açmayacak şekilde büyümeye hazır yumurta taslakları büyütülmeye çalışılır.

Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tüp bebek tedavisi, ilaç tedavisiyle büyütülen yumurtaların yumurta toplama işlemi ile toplanır. Olgun yumurtalar erkekten alınan sperm hücresi ile laboratuvar ortamında döllendirilir ve oluşan embriyonun belirli bir günde rahim içine transfer edilmesi ile tamamlanır.

Tüp Bebek Tedavi Aşamaları

Tüp bebek tedavisine adetin 2. ya da 3. günü başlanır. Ultrasonda kistik bir oluşum yoksa ve kan tetkiklerinde hormon seviyeleri uygunsa göbekten iğnelerle tedaviye başlanır. İlaç dozuna hastanın yaşı, vücut kitle indeksi ve yumurtalık rezervine göre karar verilir. Belli aralıklarla ultrason incelemeleri ve kan testleri yapılır.

17 mm ve üzeri en az üç folikül olduğunda çatlatma iğnesi yapılır ve 36-40 saat sonra anestezi altında vajinal ultrason eşliğinde ultrasona tutturulmuş mekanizmadan geçirilen iğne ile yumurtalar toplanır. Aynı gün yumurta hücreleri döllendirilir ve ertesi gün embriyolar kontrol edilir. Embriyolar gelişimlerine göre 3. ya da 5. gün rahime transfer edilir. Yaklaşık 10-12 gün sonra gebelik testi yapılır.

Tüp Bebek Tedavisi Ankara

Tüp Bebek Aşamaları Nelerdir?

  1. İlk Görüşme
  2. Yumurtalık Uyarılması
  3. Yumurta Toplama (OPU)
  4. Sperm Alınması
  5. Mikroenjeksiyon (Yapay Döllenme) (ICSI)
  6. Embriyo Transferi
  7. Gebelik Testi

1. İlk Görüşme

Tüp bebekte bireyselleştirilmiş tedavi planı oluşturmak çok önemlidir. Hipokrat’ın “ Hastalık yoktur hasta vardır” sözü tüp bebek hastalarında daha da anlam bulmaktadır. Esas problem gebe kalamamak olsa da her çiftte nedenler ve yapılması gerekenler farklı olmaktadır. İlk görüşmede detaylı bir öykü alınır. Yaş, infertilite süresi, korunmasız ilişki sıklığı, adet düzeni, yaşam tarzı ile ilgili bilgiler edinilir. Jinekolojik muayene yapılarak yumurtalık rezervi ve rahim değerlendirilir. Yapılması gereken tetkikler planlanır. Tetkik sonuçlarına göre tüp bebek kararı verilirse seçilen tedavi protokolüne göre tedaviye başlama günü belirlenir.

2. Yumurtalık Uyarılması

Tüp bebek tedavisinde amaç öncelikle hastanın yaşına, yumurtalık rezervine ve vücut kitle indeksine göre yumurta büyütücü ilaç doz şeması oluşturarak en fazla sayıda yumurtayı büyütmeye ve olgunlaştırmaya çalışmaktır. İlk görüşmedeki bilgilerin ışığında tedavi protokolü ve ilaç dozu belirlenir.

Seçilen protokole göre tedaviye başlama zamanı değişebilmekle birlikte genellikle kısa protokol seçildiğinden adetin 2. ya da 3. günü göbekten iğnelerle tedaviye başlanır. Tedaviye başladıktan sonra da belli aralıklarla kanda estradiol, progesteron, LH hormon seviyeleri; ultrasonla da folikül büyüklükleri ve rahim iç zarı (endometrium) kalınlığı ölçülür. Yaklaşık 10-12 gün süren bu sürecin sonunda yumurta çatlatma iğnesi günü planlanır.

Genellikle 17 mm üzerinde en az 3 folikül ölçüldüğünde çatlatma iğnesi verilir. Ancak hastanın yaşına, yumurtalık rezervine, yumurtalık cevabına, daha önce tüp bebek tedavisi olduysa o tedavideki olgun yumurta sayısına göre yumurta çatlatma (olgunlaştırma) iğnesi verme günü bireyselleştirilerek olgun yumurta sayısı ve dolayısıyla iyi kaliteli embriyo sayısı arttırılmaya çalışılır.

Yumurta uyarılması için genellikle cilt altına enjeksiyon ile yapılan ilaçlar kullanılır. Bazen yumurta uyarıcı haplar ile iğneler kombine edilebilir. İlaç dozları kişiye özel olarak belirlenir. Optimal doz, yumurtalığı yeterince uyaracak ama aşırı uyarılma sendromu dediğimiz OHSS tablosunu oluşturmayacak şekilde ayarlamalıdır. Bu aşamada hastanın yaşı, yumurtalık rezervi, boyu, kilosu, daha önce tedavisi varsa o tedaviye yanıtı yol gösterici olur. En iyi cevabı alacağımız en düşük doz ile tedaviye başlanır.

Yumurtalık uyarımı aşamasında ilaçları genellikle hastalar kendileri uygulamakta olup anlatıldığı gibi doğru bir şekilde kullanımı, uygulama saatine ve dozuna dikkat edilmesi önem arzetmektedir.

Ciltaltına yapılan bu iğneler başta hastaları biraz ürkütse de şeker hastalarının ya da düzenli kan sulandırıcı iğne yapan hastaların tedavilerine benzediğini anlayıp uygulama şekli hemşire tarafından detaylıca anlatıldığı zaman kolay ve hızlı bir şekilde adapte olabilmektedirler.

Yumurtalık uyarılma aşamasının son kısmı yumurtanın olgunlaşmasını tetikleyen çatlatma iğnesinin yapılması aşamasıdır. Burada da çatlatma iğnesinin dozu ve çeşidi hastanın yumurtalık cevabına ve kan değerlerine göre değişecektir.

3. Yumurta Toplama (OPU)

Yumurtaların olgunlaşması için yapılan çatlatma iğnesinden 36-40 saat sonra hafif bir sedasyon anestezisi altında, vajinal ultrason eşliğinde, ultrasona tutturulan bir mekanizmadan geçirilen iğne ile folikül dediğimiz yumurta keselerinin içine girilir ve folikül içeriği negatif basınçla tüpe çekilir.

Tüp içeriği embriyolog tarafından laboratuvarda mikroskop altında incelenir ve yumurtalar ayrılarak özel bir kaba alınır. Folikül yani büyümüş yumurta kesesi sayısı az olduğunda folilük içindeki yumurtayı alma şansını arttırabilmek için folüküllere yıkama işlemi yapılması gerekebilir. Ayrıca folikül sayısı fazla olan ama yumurta toplama işlemi sırasında beklenenin altında yumurta gelen hastalarda da yıkama işlemi yapılması önerilir.

Yumurta toplama işlemi folikül sayısına, folikül içlerine yıkama yapılıp yapılmamasına göre değişmekle birlikte genellikle 15-20 dk sürer. Hastalar yumurta toplama işlemine en az 8 saat aç ve susuz olacak şekilde gelmeli, işlem günü deodarant ve parfüm kullanmamalıdır.

Yumurta toplama işlemi karın boşluğunda bulunan yumurtalıklara vajinal yoldan ulaşılarak yapıldığından bu sırada yumurtalığa komşu organların ve damarların yaralanma ihtimali ve enfeksiyon riski teorik olarak mevcutken pratikte tecrübeli ellerde her overe tek yerden giriş yaparak yumurtaları toplamaya çalışmak bu riskleri önlemektedir ve işlemde komplikasyon oranı çok çok düşüktür.

İşlem sonrası gerekli görülen durumlarda koruma amaçlı antibiyotik verilebilir. Yumurta toplama işlemi sonrası hastalar 45-60 dk istirahat sonrası yemek yiyip su içebilir ve bulantı kusma hissi yoksa taburcu olabilirler. İşlem sonrası hafif de olsa anestezi alındığından o gün için evde istirahat etmeleri ve araç kullanmamaları önerilir. Aynı gün ayaktan duş alabilirler. Nadiren iğne giriş yerinden gelen 2-3 gün süren hafif lekelenme olabilir.

4. Sperm Alınması

Yumurta toplama günü hastamızın eşinin sperm vermesi gerekmektedir. Eşler sperm örneğini mastürbasyon ile verir. Sperm örneği embriyolog tarafından döllenme işleminde kullanılmak üzere hazırlanır. Azospermi dediğimiz menide sperm bulunmayan ya da erektil disfonksiyonu olan hastalarda ise yumurtalıklardan sperm alınması işlemi olan TESE ya da TESA işlemi yapılır.

5. Mikroenjeksiyon (Yapay Döllenme) (ICSI)

Yumurta toplama işlemi ile alınan yumurtaların etrafındaki hücreler embriyolog tarafından incelenir ve olgun olan yumurtalara dölleme işlemi yapılır. Döllenme işlemi için iki yöntem mevcuttur. IVF yani invitro fertilizasyon işleminde sperm hücreleri dish denilen özel kaplarda bulunan yumurta hücresinin etrafına bırakılır ve döllenmenin kendiliğinden olması beklenir. ICSI (Mikroenjeksiyon) işleminde ise sperm hücresi özel bir iğne yardımı ile özel mikroskop altında embriyolog tarafından yumurta hücresi içine enjekte edilmektedir. Günümüzde infertilite nedeninden bağımsız olarak daha yüksek döllenme oranları sağlandığı için mikroenjeksiyon yani ICSI işlemi tercih edilmektedir.

Dölleme işlemi yapılan yumurtalar vücut ortamını taklit eden özel sıvı içeriğine yerleştirilir ve vücut ısısı, nemi ve oksijen düzeyi ile uyumlu inkübatör dediğimiz özel dolaplara koyulur. Dölleme işleminden 16-18 saat sonra embriyolog tarafından döllenme olup olmadığı kontrol edilir. ICSI işlemi ile döllenme oranı %80 civarındadır yani toplanan yumurtaların % 80’i embriyoya dönüşmektedir.

Elde edilen embriyolar bu özel dolaplardan çıkarılarak 3. ve 5. gün kalite açısından değerlendirilmektedir. Günümüzde EmbryoScope time-lapse dediğimiz daha da geliştirilmiş inkübatörlerde embriyolar dış ortama çıkarılmadan istenen anda görüntülenebilmekte, bölünme süreçleri izlenebilmekte ve en iyi kaliteli embriyoyu seçme konusunda bize yol göstermektedir.

6. Embriyo Transferi

Döllenme sonrası oluşan embriyolar yumurta toplama işleminden sonraki 3. gün hücre sayısı ve fragmantasyon oranı açısından kontrol edilir. Bu güne ulaşmış çok sayıda iyi kaliteli embriyo varlığında takibe devam edilir ve 5. gün tekrar kontrol edilerek blastokist aşamasındaki en iyi kaliteli embriyolar seçilmiş olur. Elde edilen embriyo sayısı az olduğunda ise 3. gün embriyo transferi yapılması tercih edilir. Hastanın yaşına göre bir ya da iki tane embriyo transferi yapılır.

Blastokist aşamasına ulaşan embriyolar rahime tutunma ihtimali en yüksek olan embriyolar olduğundan bu aşamada yapılan embriyo transferi ile gebelik şansı klivaj embriyo transferi sonrası gebelik şansına göre daha yüksektir. Embriyoları takip ettiğimiz laboratuvar şartları standartları yakalamış başarılı laboratuvarlar olduğundan yeterli sayıda embriyo varlığında blastokist transferini tercih etmekteyiz.

Embriyo transferi anestezi gerektirmeyen bir işlemdir. İdrara sıkışık olarak karından bakılan ultrason eşliğinde yapılır. İdrara sıkışık olmanın nedeni rahimin daha düz bir hal alması ve bu şekilde transfer kataterinin rahim ağzından rahatça geçmesini sağlamaktır.

Embriyo transfer işlemi nasıl yapılır?

  1. 1Hasta jinekolojik muayene için hazırlanır. Spekulum dediğimiz muayene aleti takılarak rahim ağzı görülür. Vajen ve rahim ağzı solüsyon ile silinerek temizlenir.
  2. Deneme katateri ile rahim ağzı kanalından geçilerek transfer için hangi kataterin kullanılacağına karar verilir ve rahim ağzı kanalının açısı anlaşılmış olur.
  3. Embriyolog tarafından embriyo yüklenmiş katater getirilir, hemşire karından ultrason ile görüntüleme yaparken katater rahim ağzı kanalından geçirilerek embriyolar rahim boşluğuna bırakılır. 

Embriyo transfer işlemi bu şekilde ultrason eşliğinde yapılması embriyoların doğru yere bırakılmasını sağlanmış olur.

7. Gebelik Testi

Embriyo transferi sonrası heyecanlı bekleyiş başlar. Üçüncü gün embriyo transferinden 12 gün, blastokist dediğimiz 5. gün embriyosu transferinden 10 gün sonra kanda gebelik testi ile sonuç öğrenilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Testler

Tüp bebek tedavisine karar verildiği zaman adetin ikinci günü tedaviye başlamadan önce ve tedaviye başladıktan sonra da belli aralıklarla kanda estradiol, progesteron, LH hormonları kontrol edilir ve ultrasonla belli aralıklarla folikül büyüklükleri ve rahim iç zarı(endometrium) kalınlığı ölçülür.

Tüp Bebek Tedavisinde Yapılan Testler Nelerdir?

Tüp bebek tedavisine başlamadan önce kadının genel sağlığı değerlendirilir. Tam kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, tiroid hormon testleri, kan şekeri değerleri, toxoplazma, rubella, CMV enfeksiyonlarına karşı bağışıklık durumu, hepatit markerları ve D vitamini düzeyine bakılır.

Histerosalpingografi (HSG) dediğimiz rahim ve tüplerin değerlendirildiği görüntüleme yöntemi rutin olarak değil tüplerin tıkalı olma ihtimalinin yüksek olduğu hastalara önerilir. Bu riskli hastalar çikolata kisti olan, hidrosalpenksi olan yani tüplerinde sıvı biriken, daha önce ateşli, kötü kokulu akıntılı kadın hastalığı geçirmiş olan, dış gebelik öyküsü olan; rahim, yumurtalık, tüp ya da karın içi organları ilgilendiren ameliyat geçiren hastalardır.

Ultrasonografi incelemesi ile yumurtalık rezervi, yumurtalıklarda kist, rahimde yer kaplayan polip, myom, perde, doğumsal anomali ve tüplerde sıvı birikimi olup olmadığı değerlendirilir. Bu amaçla üç boyutlu ultrasonlar da kullanılabilir.

Histeroskopi rutin olarak değil ultrasonda şüpheli bir lezyon görüldüğünde hem tanı hem tedavi amaçlı yapılır. Rahime çizik atma amacıyla histeroskopi yapılmasının gebelik oranlarını artırmadığı gösterilmiştir. Erkek faktörü değerlendirmek için spermiyogram dediğimiz semen analizi yapılır. Sperm konsantrasyonu, hareketi ve morfolojisi değerlendirilir.

Tekrarlayan gebelik kaybı ya da tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan hastalara kromozom analizi ve pıhtılaşma testleri yapılır. Azospermi ya da 5 milyon/ml’nin altında sperm sayısı olan hastalara da kromozom analizi ve hormonal inceleme yapılmalıdır.

Tüp bebek tedavisine karar verildiği zaman adetin ikinci günü ve tedaviye başladıktan sonra da belli aralıklarla kanda estradiol, progesteron, LH hormonları kontrol edilir ve ultrasonla belli aralıklarla folikül büyüklükleri ve rahim iç zarı(endometrium) kalınlığı ölçülür.

Tüp Bebek Tedavisinde İlaçlar

Tüp bebek tedavisinde öncelikli amacımız kadının yumurtalarını büyütmektir. Bunun için hastanın yumurtalık rezervine, yaşına, kilosuna ve vücut kitle indeksine göre dozlar belirlenir. FSH, LH ya da her iki hormonu birden içeren iğneler cilt altına uygulanır. Eğer kısa protokol seçildiyse yumurtalar belli bir büyüklüğe ulaştığında erken çatlamalarını önlemek için çatlatmama iğnesi dediğimiz Antagonist iğneler tedaviye eklenir.

Yumurtalar istediğimiz büyüklüğe geldiği zaman da içinde hCG hormonu bulunan çatlatma iğnesi yapılır. Çatlatma iğnesinden iki gün sonra ise yumurtalar toplanır. Yumurtaların toplandığı günün ertesi günü rahim iç zarını desteklemek amacıyla östrojen ve progesteron hormonları kullanılmaya başlanır ve bu ilaçlar embriyo transferine kadar ve transfer sonrası gebelik testine kadar devam eder.

Tedavi sırasında kullanılan iğneler hastanın kendisinin uygulayabileceği, genellikle insülin ya da kan sulandırıcı iğneler gibi uygulaması kolay iğnelerdir.

Aşılama (İntrauterin İnsenasyon) Nedir?

Aşılama, kadında 1-2 tane yumurta büyütecek şekilde yumurta uyarıcı ilaç ya da iğne tedavisi sonrasında büyüyen yumurtaların çatlama zamanında erkekten alınan spermlerin rahim ağzından geçirilen ince bir katater aracılığıyla rahim boşluğuna verilmesi işlemidir. Aşılama tedavisinde amaç yumurtlama zamanı döllenme alanında daha fazla sayıda hareketli spermin bulunmasını sağlayarak gebelik şansını arttırmaktır. Tedavide ilk aşama yumurta büyütme için hap ya da iğne verilen aşamadır. Hastanın yaşına, kilosuna, yumurtalık rezervine göre uygun ilaç seçilir ve belli aralıklarla folikül gelişimi kontrol edilir. Folikül çapı istenen boyuta geldiğinde çatlatma iğnesi yapılır ve 36-40 saat sonra erkekten alınan spermler laboratuvarda yıkama işlemlerinden geçirilerek hazırlanır ve rahim içine verilir. Aşılamadan 14 gün sonra kanda gebelik testi yapılarak sonuç anlaşılır.

Aşılama Tedavisi Kimler İçin Önerilir?

Aşılama tedavisi yumurtlama bozukluğu olan yumurta uyarıcı ilaç tedavisi ile ovulasyonun sağlanıp ilişki önerilen ancak gebelik elde edilemeyen polikistik over sendromlu hastalara, açıklanamayan infertil tanısı konan çiftlere, hafif düzeyde sperm sayı ve hareket azlığı varlığında, vajinismus ya da erektil disfonksiyon olan çiftlere önerilir. Aşılama 35 yaşın altında yumurtalık rezervi iyi olan açıklanamayan infertil hastalarda ilk seçenek olabilirken, 35 yaş sonrası infertilite süresi 2 yıl ve daha uzun olan hastalarda aşılama yerine tüp bebek yapılması daha doğru olacaktır.

Aşılama İle Tüp Bebek Tedavisi Arasındaki Farklar Nelerdir?

Aşılama tedavisinde ilaç ya da iğnelerle bir ya da en fazla iki yumurta büyümesi uyarılmaya çalışılırken tüp bebek tedavisinde aşırı uyarılma sendromuna sebep olmadan büyütülebilecek en fazla sayıda yumurta büyütülmeye çalışılır.

Aşılamada çatlatma iğnesi sonrası yumurtlama günü hastanın eşinden alınan spermler rahim içine verilerek döllenmenin tüpte olması ve embriyonun tüpte hareket ederek rahime ulaşıp tutunması beklenirken tüp bebek tedavisinde toplanan yumurtalar hastanın eşinden alınan spermle laboratuvar ortamında döllendirilir ve oluşan embriyo rahim içine katater aracılığıyla transfer edilir.

Aşılama tedavisinde yumurta, sperm ve embriyo kalitesi değerlendirilememekte döllenme aşamasında ve embriyonun bölünme aşamalardaki sorunlar ve embriyo kalitesi tespit edilememektedir. Bu nedenle aşılamanın başarı şansı tüp bebek tedavisine göre daha az olmaktadır. Sperm değerleri normal olan 30 yaş altında açıklanamayan infertil hastalarda aşılama ile gebelik oranı % 20 civarında iken yumurtlama bozukluğu olan hastalarda %25 civarında olmaktadır.

Tüp bebek tedavisinde ise blastokist dediğimiz 5. gün kaliteli embriyo transferi sonrası gebelik oranı % 60 civarında olmaktadır. Tüp bebek tedavisinde sperm hücresi direk olarak yumurta içine enjekte edilerek döllenme sorunları aşıldığından ve iyi kaliteli embriyo seçilerek embriyo transferi yapıldığından başarı oranları 3-4 kat artmaktadır. Doğru hastada doğru tedavi planı yapmak tecrübe ve bilgi gerektirmektedir.

Hangi Hastada Aşılama Hangi Hastada Tüp Bebek Seçilmeli?

Her çift birbirinden farklı özellikler taşıdığından tedavi çiftlerin infertilite öyküsüne göre bireyselleştirilmelidir. İnfertilite süresine, kadın yaşına, yumurtalık rezervine ve sperm değerlerine göre tedavi planı yapılır. Yumurtlama bozukluğu olan sperm değerleri normal olan genç çiftlerde tüpler açıksa aşılama ilk seçenek olabilir. 35 yaş üstü infertilite süresi uzun olan açıklanamayan infertil çiftlerde ise ilk seçeneğin tüp bebek olması önerilmektedir. Bu hasta grubunda aşılama ile gebelik şansı % 10 iken, tüp bebek tedavisi ile 2 blastokist transferi sonrası gebelik şansı %50 civarı olmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi Fiyatları Ankara

Tüp bebek tedavisi Ankara fiyatları, birçok faktöre bağlı olarak ülke, klinik, tedavi protokolü ve ek hizmetler gibi değişkenlik gösterebilir. Ancak genel olarak, tüp bebek tedavisi maliyetli bir tedavidir ve çoğu ülkede sağlık sigortaları tarafından kapsanmayabilir. Tüp bebek tedavi maliyeti, laboratuvar çalışmaları, ilaçlar, doktor ziyaretleri, embriyo transferi ve muhtemelen dondurma işlemleri gibi bir dizi faktörü içerebilir.

Tüp bebek tedavisi fiyatları ülkeden ülkeye ve hatta şehirden şehre değişebilir ancak Ankara'da tüp bebek fiyatları genellikle daha uygun olmaktadır. Tüp bebek tedavisi süreci ve fiyat hakkında bilgi almak için bize Whatsapp:+90 501 331 41 30Telefon: +90 312 504 54 91 iletişim numaralarından ulaşabilirsiniz.

Tüp Bebek Fiyatları 2025

Tüp bebek tedavisinde maliyet, kullanılan ilaç çeşidine, ilaç dozuna, tedavi protokolüne, embriyo dondurma işleminin yapılıp yapılmamasına göre değişmektedir. Tüp Bebek tedavisi fiyatları 2025 yılında ilaçlar hariç 70.000-100.000 arasında olması beklenmektedir. İlaçlar da 35.000-45.000 arasında tutabilmektedir.

Tüp bebek tedavisi kullanılan ilaçların ve malzemelerin çoğunun yurtdışından ithal edilmesi ve tedavide yüksek teknolojik cihazların kullanılması nedeniyle yüksek maliyetli bir tedavidir. Genelde sağlık sigortaları tarafından karşılanmamaktadır.

Tüp Bebek Tedavisine Ne Zaman Başlanır?

Eğer kısa protokol yapılıyorsa adetin ikinci ya da üçüncü günü yumurta büyütücü iğnelerle, eğer uzun protokol yapılıyorsa da beklenen adete bir hafta kala baskılayıcı iğnelerle tüp bebek tedavisine başlanır.

Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörlerin başında kadın yaşı gelmektedir. Yaş ilerledikçe hem yumurtalık rezervi hem de yumurta kalitesi azalmaktadır. İlerleyen yaşla birlikte yumurtanın bölünme aşamalarında sayısal ve yapısal kromozom bozukluğu gelişme oranı artar. Bu durum hem gebelik oluşumunu olumsuz etkiler hem de oluşmuş gebeliklerde düşük oranını arttırır.

Bazen genç yaşlarda da görülebilmekle birlikte özellikle yaşla birlikte yumurtalık rezervinin azalması toplanan yumurta sayısının azalmasına ve dolayısıyla iyi kaliteli embriyo sayısının azalmasına neden olur. Yapılan çalışmalar ileri yaştaki kadınların yumurta hücrelerindeki enerji veren hücresel yapılar olan mitokondrilerin de fonksiyonlarının zayıfladığını göstermiştir. Bu durum enerji ihtiyacının arttığı döllenme aşamasını olumsuz etkilemektedir.

35 yaş altı iyi kaliteli embriyo transferi ile gebelik şansı % 60’lara yükselmektedir. 35-38 yaş arası iyi kaliteli iki embriyo transferi sonrası bu oran % 50 civarında olup, 40-42 yaş arasında % 30 civarında olmaktadır. 45 yaş ve sonrasında ise gebelik oranı % 5’in altına düşmektedir.

Embriyo kalitesi ve embriyo transfer günü başarıyı etkileyen bir diğer faktördür. Rahimde yer kaplayan polip, miyom gibi yapıların ya da doğumsal anomalilerin varlığı, tüplerde hidrosalpenks dediğimiz sıvı birikiminin olması başarı şansını azaltır.

Tüp bebek tedavisi her aşaması titizlik gerektiren bir tedavi olduğundan bu konuda yıllardır çalışan tecrübeli doktorlar tarafından yapılmalıdır. Uygun protokol seçimi, uygun doz belirlenmesi, çatlatma iğnesi zamanlaması, yumurta toplama işlemi ve embriyo transferi tecrübe gerektiren titizlikle yürütülmesi gereken süreçlerdir.
Yumurta, sperm ve embriyo dış şartlara hassas hücreler olduğundan laboratuvar şartları da kritik önem taşımaktadır. Dünya standartlarına sahip laboratuvarlarda tecrübeli embriyologlarla çalıştığımız için biz ve hastalarımız çok şanslıyız.

Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Etkileyen Faktörler

Başarılı bir tüp bebek tedavisi için iyi kaliteli embriyo ve sağlıklı endometrium gerekmektedir. Embriyo yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesiyle oluştuğundan her iki hücrenin de kaliteli olması gerekmektedir.

Yumurta kalitesini etkileyen en önemli faktör kadının yaşıdır. İleri kadın yaşı varlığında yumurtaların kalitesi azalmaktadır. Sigara, alkol tüketimi, stres gibi faktörler de hücre kalitelerini etkileyerek başarıyı etkiler.

Rahim iç zarı yani endometrium da reseptif dönemde olmalı yani embriyonun tutunmasına uygun özellikleri taşımalıdır. Endometriumun embriyoyu kabul ettiği süre sınırlı bir süredir ve bu süreyi kaçırmamak gerekir. Tedavi sırasındaki hormonların erken yükselmeleri, aşırı yükselmeleri tutunmayı bozabilir. Bu nedenle hormon değerleri yakın takip edilmelidir.

Embriyo transferi sırasında rahim iç zarının istenen kalınlıkta olması ve içerisinde herhangi bir yer kaplayan polip, miyom gibi yapıların ya da daha önce geçirilmiş kürtaj ve rahim içi ameliyatlar sonrası gelişebilecek yapışıklıkların olmaması istenir. Eğer bu patolojiler varsa transfer öncesinde bu yer kaplayan polip ve myomların alınması ve yapışıklıkların açılması önerilir.

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli basamaklardan biri de embriyo transfer basamağıdır. Embriyo transferi mümkün olduğu kadar nazik bir şekilde, rahimde kasılmalara sebep olmadan yapılmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Tüp bebek tedavisi başlandıktan embriyo transferine kadar geçen süre ortalama 12-15 gündür.

Tüp Bebek Tedavisi Toplam Kaç Ay Sürer?

Tüp bebek tedavisi hastanın yumurtalık cevabına göre değişmekle birlikte tedavi başlangıcından embriyo transferine kadar ortalama 15-20 gün sürer. Embriyo transferinden 10-12 gün sonra kanda gebelik testi yapılarak sonuç belirlenmiş olur. Sonuç negatif gelirse kullanılan ilaçlar bırakılır. İlaçlar bırakıldıktan sonra bir hafta 10 gün içinde adet kanaması başlar.

Çok sayıda yumurta toplanan ancak gebelik testi negatif gelen hastalarda yeni bir tedaviye başlamak için en az bir ay beklenmesi önerilir. Bu süreç genellikle yumurtalıkların küçülmesi ve hormon seviyelerinin normale inmesi için yeterli olacaktır. Tüp bebek tedavisinde tedavi sayısı olarak bir üst sınır yoktur. Hasta kendini maddi ve manevi hazır hissettiği ve tıbben bir engel olmadığı sürece tüp bebek tedavisi yapılabilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Tüp bebek tedavi süresince aslında sağlıklı yaşam için her zaman yapılan öneriler geçerlidir. Karbonhidrattan fakir, proteinden zengin, Akdeniz mutfağına uygun zeytinyağlı ve sebze, meyve ağırlıklı beslenme; günde en az 3 litre olacak şekilde bol su tüketimi önerilmektedir.

Gazlı içecekler, işlenmiş ve paketli gıdalar yerine doğal içerikli ev yapımı ürünler tercih edilmelidir. Sebze ve meyveler iyi yıkanmalı, çiğ et yenmemeli, etler iyi pişirilmelidir. Bu süreçte alkol ve sigara tüketilmemeli, kefein alımı kısıtlanmalıdır. Hafif doğa yürüyüşleri, pilates, yoga ve nefes çalışmaları stres faktörünü azaltacaktır. Pozitif düşünce ve olumlamalar ile hayallerin gerçek olması daha da kolaylaşacaktır.

Herkes Tüp Bebek Tedavisi Olabilir Mi?

Kadın menopoza girmediği sürece ve erkekte azospermi olsa bile yumurtalıktan sperm alma yöntemleri (TESA/TESE) ile sperm elde edilebildiği sürece tüp bebek tedavisi yapılabilir. Tüp bebek tedavisinde amacımız sağlıklı bir embriyo oluşturmak olduğundan yumurta ve sperm hücresi bulunamadığında tüp bebek tedavisi de yapılamamaktadır. Ayrıca tüp bebek tedavisi için resmi nikah şartı aranmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi İle Cinsiyet Seçimi Yapılır Mı?

Tüp bebek tedavisinde elde edilen embriyoların cinsiyeti dış görünüşlerine göre belirlenemezken embriyodan alınan biyopsinin genetik incelenmesi ile kromozom yapısı ve cinsiyeti tespit edilebilir. Ancak cinsiyet belirlemek için tüp bebek tedavisi yapılması ülkemizde Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik’e göre yasaklanmıştır.

Tüp Bebek Tedavisinin Riskleri Var Mı?

Tüp bebek tedavileri sırasında yumurtalık rezervi fazla olan, çok yumurtası büyüyen ve hormon düzeyleri çok yükselen hastalarda OHSS dediğimiz aşırı yumurtalık uyarılma sendromu gelişebilmektedir. Bunu engellemek için over rezervi yüksek olan zayıf hastalarda dozu mümkün olduğu kadar düşük tutmaya çalışıyoruz ve sık takip yaparak, bazen çatlatma iğnesinin türünü değiştirerek ve o ay embriyo transferi yapmayarak bu riskin önüne geçebiliyoruz.

Tüp bebek tedavisinde yumurta toplama işlemi sırasında bu işleme bağlı komplikasyonlar olabilir ama özenli bir şekilde yapıldığında tecrübeli ellerde bir risk ihtimali çok çok düşüktür.

Embriyo transferi sırasında da bazen yine çok düşük bir ihtimal olmakla birlikte iyi kaliteli beşinci gün (blast) transfer ettiğimizde embriyo kendi içinde bölünerek tek yumurta ikizi olma riski oluşturabilmektedir.

Kaç Kere Tüp Bebek Yapılabilir?

Tüp bebek tedavisi hastanın maddi ve manevi enerjisi olduğu sürece ne kadar istenirse yapılabilir.

Tüp Bebek Tedavisinin Anneye Olumsuz Etkisi Var Mı?

Tüp bebek tedavisinin anneye herhangi bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Tedavide verilen hormonların herhangi bir kansere sebep olduğu gösterilememiştir.

Tüp Bebekte Yaş Sınırı Var Mı?

Tüp bebek tedavisinde hasta menopoza girmediği sürece bir yaş sınırı yoktur. Yaşla beraber tüp bebek tedavisinde başarı şansının azaldığı bilinmeli tedavi ertelenmemelidir.

Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Gebelik Şansını Etkiler Mi?

Günümüzde kadınlar kariyer planları dahilinde evlilik ve çocuk doğurma planlarını ileri yaşlara ertelemektedir. Oysa bir kadının en doğurgan yaşları 20-30 yaş arasındaki yıllardır. 30’lu yaşlardan itibaren doğurganlık giderek azalmakta, 35 yaşında dramatik bir düşüşe geçerek 40’lı yaşlardan sonra en düşük seviyeye gelmektedir.

İleri yaşın gebelik şansı üzerine negatif etkisinin temelinde yaşla yumurtalık rezervinin ve yumurta kalitesinin azalması yatmaktadır.

Bu nedenle hastalarımıza gebelik planlanmasalar bile düzenli jinekolojik kontrollerini ihmal etmemelerini öneriyoruz. Bu şekilde yumurtalık rezervi açısından riskli bir durumlarının olup olmadığını ya da rahim ve yumurtalıkları ile ilgili müdahale gerektiren bir durum olup olmadığını daha erken anlayabilir, bilinçsizce zaman kaybetmemiş olurlar. Doktorun vereceği danışmanlık sayesinde yaşın doğurganlık üzerine negatif etkisi ile ilgili daha erken bir bilinç kazanabilirler.

Tüp Bebek Tedavisini Devlet Destekliyor Mu?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63. maddesinde tüp bebek tedavilerinin karşılanma şartları belirlenmiştir.

Daha önceki evliliklerinde çocuk sahibi olup olmadıklarına bakılmaksızın mevcut evliliklerinde evlat edinilmiş çocuklar hariç çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısına normal yollarla çocuk sahibi olamayacağına dair sağlık kurulu raporu verildiğinde, kadın 23 yaşından büyük ise ve 40 yaşından gün almamışsa, kadında gebeliğin devamına engel olacak bir sistemik hastalık olmadığı sağlık kurulu raporunda belirtilmişse, uygulamanın yapılacağı merkez SGK ile anlaşmalı ise, eşlerden biri en az 5 yıl genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi olup, en az 900 gün prim gün sayısı olması, kadında primer ovaryen yetmezlik, erkekte azospermi dışında son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamadığının belgelenmesi durumunda en fazla üç tüp bebek tedavisi hakkı verilmiştir.

Kadın embriyo transferi yapılan tarihte 40 yaşından büyük ise tedavi bedeli karşılanmamakla birlikte, geçerli sağlık raporu 40 yaşından küçük olduğu tarihte düzenlendiyse ve rapor tarihinden sonraki 30 gün içerisinde embriyo transferi yapıldıysa tedavi bedeli devlet tarafından karşılanır.

Tüp Bebek Tedavisi İçin Hangi Doktor, Bölüme Gidilir?

Tüp bebek tedavisi için kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan ve üremeye yardımcı tedavilerle ilgili sertifika programına katılmış ve sertikayı almaya hak kazanmış bir uzmana gidilmelidir.

Tüp Bebek Tedavisinde Beslenmenin Önemi

Sağlıklı beslenme hayatın her döneminde önemli olup çocuk sahibi olmak isteyenler için daha da önem taşımaktadır. Sigara ve alkol hem yumurtanın hem spermin kalitesini azaltmaktadır. Proteinden zengin karbonhidrattan fakir beslenme tercih edilmelidir.

Tüp Bebek Tedavisi Öncesinde Özel Bir Diyet Uygulanmalı Mıdır?

Tüp bebek tedavi öncesinde ve tedavi süresince aslında sağlıklı beslenme için her zaman yapılan öneriler geçerlidir. Karbonhidrattan fakir, proteinden zengin, Akdeniz mutfağına uygun zeytinyağlı ve sebze, meyve ağırlıklı beslenme; günde en az 3 litre olacak şekilde bol su tüketimi önerilmektedir. Gazlı içecekler, işlenmiş ve paketli gıdalar yerine doğal içerikli ev yapımı ürünler tercih edilmelidir. Sebze ve meyveler iyi yıkanmalı, çiğ et yenmemeli, etler iyi pişirilmelidir. Bu süreçte alkol ve sigara tüketilmemeli, kefein alımı kısıtlanmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi İle Elde Edilen Gebelikler Doğal Yolla Elde Edilen Gebeliklerden Farklı Mıdır?

Tüp bebek tedavisi gebelikleri ile kendiliğinden oluşan gebeliklerin seyri birbirinden farklı değildir. Doğumsal anomali görülme oranları benzerdir. Tüp bebek tedavisinde 35 yaş üstü ya da yaştan bağımsız olarak iki ve daha fazla başarısız denemesi olan hastalarda 2 embriyo transfer edildiğinden çoğul gebelik risklerini beraberinde getirmektedir. Çoğul gebeliklerde ise erken doğum, hipertansiyon, gebelik şekeri riski daha fazla olmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi Ne Zaman Önerilir?

  • Aşılama tedavisi ile gebelik elde edilemeyen çiftlere
  • 35 yaş üzeri yumurtalık rezervi az olan ya da inferilite süresi 2 yıl ve üzerinde olan hastalara
  • Tüplerde tıkanıklık olan hastalara
  • Sperm sayı ve hareketinin ileri derecede az olduğu oligospermi ya da menide hiç sperm olmayan azospermi hastalarına
  • Embriyolara genetik tanı yapılması gereken durumlarda
  • Vajinismus ya da erektil disfonksiyon gibi cinsel işlev bozukluğu olan hastalara önerilir.

Tüp Bebek Tedavisi Hangi Durumlarda Önerilmez?

Tüp bebek tedavisi yapılabilmesi için yumurta hücresi, sperm hücresi ve embriyonun tutunacağı rahime ihtiyaç vardır. Bu nedenle menopoza girmiş adet görmeyen hastalara, menide sperm çıkmayan ve TESE dediğimiz yumurtalıktan sperm elde etme işlemimde sperm bulunamayan hastalarda ve doğumsal olarak rahimi olmayan hastalara tüp bebek yapılamaz.

Tüp Bebek Tedavisi İçin Ön Şartlar Var Mıdır?

Ülkemizde yönetmeliğe göre tüp bebek yaptıracak çiftlerin resmi nikahlarının olması gerekmektedir. Tedavilerde sadece eşlere ait yumurta ve sperm hücresi kullanılabilmektedir. Donör yumurta,sperm ve embriyo kullanımı yasaklanmıştır.

Anlaşmalı Kurumlar
Muayenehanemizin aşağıdaki kurum veya özel sigortalarla anlaşması bulunmaktadır. Anlaşmamız olmayan özel sigorta ve kurumlara TTB fiyat tarifesinden fatura düzenlediğinden, hastalarımız ödedikleri ücreti sigortalarından ve kurumlarından tahsil edebilmektedirler. Tüm özel sigortalar ve bankalarla kurumsal olarak anlaşma çalışmalarımız devam etmektedir.
Doç. Dr. İlknur Selvi Gümüş Hakkımdaİletişim İletişim Whatsapp
Doç. Dr. İlknur Selvi GümüşDoç. Dr. İlknur Selvi GümüşKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
+90 501 331 41 30
+90 501 331 41 30